Hayatın anlamı üzerine.
Hayat kelimesinin özünde 2 anlamı vardır birincisi kavram olan hayat ikincisi hayatı deneyimlemek yaşamak anlamına gelen hayat eğer tanrı yoksa birinciyi anlamlı kılacak bir varlık yoktur ama ikinciyi mantıklıyı kılacak tek şey intiharın mantıksızlığıdır peki intihar mantıksız mıdır? bilemeyiz.
,
,
En büyük problemler, asla çözülemeyecek ve bilinemeyecek olanlardır.
Bazı şeylerin asla bilinemeyecek olması, bazılarına ağırlık yüklerken bazılarının yükünü
hafifletir. Eğer sorgulayıp gerçeği öğrenmek isteyen biriyseniz, onu asla
öğrenemeyeceğinizi bilmek size ağırlık yükler. Eğer tam tersiyseniz, işin içinden
“bilemeyiz işte” diyerek çıkıp rahatlayabilirsiniz ya da bilemeyeceğinizi reddedip bazı
bilgilere güvenip inanarak yaşayabilirsiniz. Ancak hakikati öğrenmenin önemini inkar
etmek bence çok büyük bir ahmaklıktır.
Bu yazımızda, felsefenin en büyük problemlerinden biri olan hayatın anlamı konusunukonuşacağız.
Bence "hayat" kelimesinin iki anlamı vardır:
1. Herkesin yaşadığı olgu, kavram olan hayat.
2. Herkesin farklı deneyimlediği yaşam anlamında olan hayat.
Hayat kelimesinin ilk anlamına anlam yükleyecek tek şey, insanı umursayan sonsuz
güçteki semavi dinlerde de geçen bir tanrıdır. Eğer böyle bir tanrı yoksa, ilk anlamdaki
hayatı anlamlı kılacak bir şey yoktur.
Anlamsız olan bir eylemi yapmayı anlamlı kılacak tek şey, o eylemi bırakmanın da
mantıksız ve anlamsız olmasıdır. Yani, hayat kelimesinin ikinci anlamını mantıklı kılacak
şey, intihar eyleminin mantıksızlığıdır. Peki, intihar eylemi nasıl mantıksız olabilir?
Hayatın birinci anlamına, yani asıl anlamına "kurşun para"; hayatı yaşamaya, yani ikinci
anlamına ise "yazı tura atmak" diyelim. Bu yazı turada üç ihtimal var:
1.Yazı gelecek.
2.Dik gelecek.
3.Tura gelecek.
Yani eğer bir analoji yapacaksak:
1. Hayatımın kalanında mutlu olduğum an sayısı mutsuz olduğum an sayısını
geçecek.
2. İkisi eşit olacak.
3. Hayatımın kalanında mutsuz an sayısı mutlu olduğum an sayısını geçecek
.
Eğer bu para hileliyse, üç ihtimalden tura gelmesi, yani mutsuzluk ihtimaline kesin
olarak ayarlandıysa intihar mantıklıdır. Dik gelmesi, yani eşit olmasına ayarlandıysa,
intihar anlamsızdır. Mutlu olduğun an sayısı mutsuz olduğun an sayısını kesin olarak
geçiyorsa, intihar mantıksızdır.
Bizler belki hayattaki her adımımızı kendi mutluluğumuzu maksimize etmek için
atmayız. Ancak her adımımızın ucunda kendimizi mutlu etme hedefi veya isteği, kıyıdan
köşeden de olsa vardır. Eğer bir idealimiz varsa, o idealimizi gerçekleştirmek bizi mutlu
edeceği için o idealin peşinden gideriz. Sizin için değerli olan birini veya bir şeyi mutlu
etmek de sizi mutlu edeceği için bunu yaparsınız.
İşte bundan dolayı, para bu üç ihtimalden yazı gelecek şekilde ayarlandıysa yaşamak
kesin olarak mantıklıdır. Çünkü her hamlemizin asıl amacı kendimizi mutlu etmek
olmasa da, o hamlede mutlu olmayı amaçlarız ve bu yüzden o hamleyi yaparız.
Peki para hileli midir? Hileliyse bu üç ihtimalden hangisine ayarlanmıştır? Sorusunun
cevabı şudur: Bilemeyiz.
İntihar eyleminin mantıklılığı ya da mantıksızlığı bilinemez. Hileli olup olmadığını
bilemeyeceğimiz ve sadece iki eylemi yapabileceğimiz (çöpe atmak veya yazı tura
atmak) bu teorik parayı çöpe atmak mı mantıklıdır yoksa o para ile yazı tura atmak mı?
Hayatı yaşamak mı daha mantıklıdır yoksa intihar etmek mi?
Bu konuda herkesin yorumu farklı olabilir ama bilinemeyecek bir şey uğrunda
(hayatımın kalanında mutsuz olduğum an sayısı mutlu olduğum an sayısını kesin olarak
geçecek düşüncesi) elindeki tek gerçeği harcamak ne kadar mantıklı olabilir? Yani
anlamsız olan hayatı bitirmenin mantıklılığını veya mantıksızlığını bilemiyoruz.
Bu arada fark ettiyseniz, bu ihtimallerin hepsinde önünüzdeki hayatı esas aldım. Çünkü
geçmişte yaşanmış bir olaydan dolayı mutsuzsanız, intihar gecikmiş bir eylemdir ve
mantıksızdır.
Çok sevdiğim bir söz var: “Geçti mazi, çekme istikbale gam. Dün dündü, bugün bugün,
dem bu dem.” Bu söz, "carpe diem" felsefesi ile uyumlu olsa da, “geçti mazi, istikbale
çekme gam” kısmı bu yazımıza tam olarak uygun. Çünkü geçen maziye üzülmek
anlamsızdır ve istikbale gam çekmenin doğruluğu bilinemez. Bundan dolayı, bana göre,
hayat kavramına çok fazla önem vermeden bir amaç belirleyip o amaç uğrunda
korkmadan ilerlemek en doğru gelen seçenektir. Hayatın bir anlamı yoksa, ona amaç
vermek de anlamsızdır ama hayatın anlamı bilinemez ise hayata amaç yüklemeyi yanlış
kılacak bir durum yoktur ve o amaç, sizin hayatınızı anlamlı kılacaktır.
Bu yazının sonuna doğru yaklaşırken, filozof Emil Cioran’ın bu yazıyla bağlantılı
gördüğüm şu sözlerini de sizinle paylaşmak isterim:
“Beni hayatta tutan şey intihar fikriydi. İntihar fikri olmasaydı, çoktan intihar ederdim.
Yaşamama devam etmemi sağlayan şey, her zaman önümde böyle bir seçenek
olduğunu bilmemdi. Sahiden, bu düşünce olmasaydı, bu hayata bir yere veya bir şeye
saplanmış olma duygusuna asla katlanamazdım. Benim için intihar fikri, her zaman
özgürlük fikrine bağlıydı.”
Aslında, gerçekten de intihar fikrine sığınarak özgür bir yaşam sürmek ve kendi mutsuz
hayatını istediği an sonlandırabilme fikri, üçüncü ihtimalde bile insana bir özgürlük, bir
yaşama hevesi veriyor. “Bu mutsuzluk aslında sahip olduğum tek şey ve bunu istediğim
an durdurabilirim” fikrine sığınarak yaşamak da mümkündür.
Efendim, bugün bu yazımızda hayatın anlamı konusuna değindik. Özet geçmek
gerekirse:
“Hayat kelimesinin iki anlamı vardır: Birincisi, kavram olan herkesin yaşadığı; ikincisi,
deneyim olan yaşam anlamına gelen hayat. Birinci anlam, semavi dinlerdeki tanrı yoksa
anlamsızdır. İkinci anlamın ise birinci anlam anlamsızken anlamlı olabileceği tek
durum, intiharın mantıksız olduğu durumdur. İntiharın mantıksız olup olmadığını
bilemeyiz. Bu yüzden, hayatı deneyimlemenin anlamsız olup olmadığını bilemeyiz. Ve
bilemediğimiz bir şey için elimizdeki tek gerçeği harcamak ne kadar mantıklıdır?”
Yazının sonuna geldik. Kendinize iyi bakın, sağlıcakla ve esen kalın.