İttihat ve Terakki Döneminde Ordu-Siyaset İlişkileri Hakkında Kısa Bir Değerlendirme
İttihat ve Terakki, ordu ile siyaseti ayırmak için ciddi adımlar atmış; hem kanunlarla hem de Enver Paşa’nın emirleriyle disiplin sağlamaya çalışmıştır.

İttihat ve Terakki denildiğinde akla gelenlerden biri de cemiyetin ordu ile ilişkisidir. Bu yazıda amacımız, İttihat ve Terakki’nin ordu ile siyaseti ayırma konusunda aldığı önlemleri okuyucuya sunmaktır. Faydalı olması dileğiyle…
İttihat ve Terakki denilince ordu, hiç kuşkusuz zihinde canlanan ilk kavramlardan biridir ve bu kısmen doğrudur. Zira Meşrutiyet’in ilanıyla birlikte yaşanan gelişmeler bu durumu açıkça göstermektedir. Ancak bu sorunu çözmek için İttihat ve Terakki hiç vakit kaybetmeden harekete geçmiştir. Nitekim 27 Eylül 1328 (1912) tarihinde geçici bir kanun çıkarılmış, bu kanun ile ordunun siyasetle uğraşmasının önüne geçilmek istenmiştir. Kanunda özetle şöyle deniliyordu:
“Alenen siyasi fırka ve cemiyet kuran veya kuruluşuna yardım eden, gösterilere katılan, siyasi kulüplere devam eden ve o yolda nutuk irad eden erkân, ümerâ, subay ile askerî personel ordudan çıkarılır.”
İttihat ve Terakki’nin aldığı önlemler bunlarla sınırlı kalmamıştır. Özellikle 1914’te Enver Paşa’nın Harbiye Nazırı olmasıyla birlikte ordunun siyasetten ayrılmasına yönelik birçok adım atılmıştır. Bunlardan biri de klikleşmenin önüne geçmek amacıyla cemiyete muhalif olan subayların ordudan uzaklaştırılmasıdır. Ancak şunu peşinen belirtmek gerekir ki ordudan ayrılan (veya atılan) subaylar, dışarıda ve parti içinde çeşitli görevlerde istihdam edilmiştir. Bunların dışında Enver Paşa, orduda disiplinin sağlanması için birçok emir yayınlamıştır. Bu emirlerden en dikkat çekici olanı ise subayların gazino ve birahane benzeri yerlere girmesini askerlik mesleğinin kutsiyetine aykırı bularak yasaklamasıdır.
Enver Bey 24 Aralık günü Çatalca'daki subaylara hitaben tüm siyasi görüş ayrılıklarını bir tarafa bırakarak herkesin vatanseverlik konusunda bir araya gelmesini söylediği çoşkulu bir konuşma yaptı.