TEK PARTİ DÖNEMİNDE CAMİİ İMAR FAALİYETLERİ

Türkiye'de özellikle son dönemlerde açıkça farkediliyor ki Cumhuriyetin ilanından sonra ülke çapında dinsizleştirme (anti-teokrat) politikalar uygulandığı iddiaları oldukça artmaktadır. Bu iddiaların en popüler olanı tek parti döneminde camiilere uygunsuz şeyler yapıldığı iddiasıdır. Bu makalede tek parti döneminde gerçekleşen camii ve ibathane politikasına değinip imar faaliyetlerini bilimsel ve akademik bir perspektifden ele alacağız.

TEK PARTİ DÖNEMİNDE CAMİİ İMAR FAALİYETLERİ

Tek Parti Döneminde Cami İmar Faaliyetleri

Özet

Tek Parti dönemi (1923-1945), Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ve modernleşme sürecinde, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) tek başına iktidarda olduğu bir dönemdir. Bu dönemde, devletin sekülerleşme politikaları, dini kurumlar ve ibadethaneler üzerinde önemli etkiler yaratmıştır. Cami imar faaliyetleri, yani camilerin inşası ve restorasyonu, bu politikalar çerçevesinde şekillenmiş; özellikle tarihi camilerin restorasyonu ön planda tutulurken, yeni cami inşaatları sınırlı kalmıştır. Bu makale, Tek Parti döneminde cami imar faaliyetlerini, restorasyon ve inşaat çalışmaları, politik bağlam ve tartışmalar ışığında akademik bir perspektifle incelemektedir.

Giriş

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yılları, ulus-devlet inşası ve sekülerleşme reformlarının yoğun bir şekilde uygulandığı bir dönemdir. 1923’te cumhuriyetin ilanıyla başlayan Tek Parti dönemi, 1945’te çok partili sisteme geçişe kadar sürmüştür. Bu dönemde, dini kurumların yönetimi ve ibadethanelerin durumu, devletin modernleşme ve laiklik politikalarıyla doğrudan bağlantılıydı. Cami imar faaliyetleri, hem yeni cami inşaatlarını hem de mevcut camilerin restorasyonunu kapsayan bir kavram olarak, bu politikaların bir yansımasıdır. Bu makale, Tek Parti döneminde cami imar faaliyetlerini, tarihsel bağlam, restorasyon çalışmaları, yeni inşaatlar ve döneme dair tartışmalar üzerinden ele almaktadır.

Tarihsel Bağlam

Tek Parti dönemi, sekülerleşme ve modernleşme reformlarının dini kurumlar üzerinde derin etkiler yarattığı bir süreçtir. 1924’te Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti’nin kaldırılmasıyla, vakıf mallarının yönetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir (Vakıflar Genel Müdürlüğü). Bu kurum, camilerin bakımı, onarımı ve restorasyonundan sorumlu olmuş; aynı zamanda, camilerin kültürel miras olarak korunması politikalarını şekillendirmiştir. Seküler politikalar, dini kurumların devlet kontrolü altına alınmasını sağlarken, camilerin ibadet yerinden çok kültürel ve tarihi eserler olarak değerlendirilmesine yol açmıştır.

Dönemin din politikaları, İslam’ın toplumsal hayattaki rolünü yeniden tanımlamayı amaçlamıştır. 1935’te çıkarılan Vakıflar Kanunu, camilerin kadro dâhili ve harici olarak tasnif edilmesini sağlamış; ihtiyaç fazlası görülen bazı camilerin satılması veya başka amaçlarla kullanılması gündeme gelmiştir (Dergipark). Ancak, bu politikalar, camilerin tamamen ihmal edildiği anlamına gelmemektedir; aksine, tarihi camilerin restorasyonu için önemli kaynaklar ayrılmıştır.

Cami Restorasyon Faaliyetleri

Tek Parti döneminde, cami imar faaliyetlerinin en önemli bileşeni tarihi camilerin restorasyonuydu. 1923’te Mustafa Kemal Atatürk, TBMM’de yaptığı bir konuşmada, Kurtuluş Savaşı sırasında zarar gören camilerin onarımı için bir komisyon kurulduğunu ve bir yıl içinde 126 tarihi cami ve mescidin restore edildiğini belirtmiştir (Sozcu). Bu, dönemin erken yıllarında kültürel mirasın korunmasına verilen önemi göstermektedir.

1924-1935 yılları arasında, yüzlerce tarihi cami restore edilmiş; bunlardan 31’inin onarım maliyeti 1000 liranın üzerinde olmuştur. 1935’te Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne cami restorasyonları için 1 milyon lira ek bütçe tahsis edilmiştir. Bu dönemde, tarihi camilerin öncelikli olarak restore edilmesi kararlaştırılmış; 1936’da restorasyonların standartlarını belirlemek için bir “fenni şartname” hazırlanmıştır.

1937’ye kadar, Vakıflar Genel Müdürlüğü 4000’den fazla tarihi eseri, camiler dahil, onarmıştır. Örneğin, Mimar Sinan’ın Manisa’daki Muradiye Camii bu dönemde restore edilmiştir, ancak bazı onarımlar yetersiz fonlar nedeniyle kalitesiz kalmıştır. 1941’de CHP, 5000 liradan fazla maliyetle 40 tarihi camiyi restore etmiş ve beş yıl içinde 26 caminin daha onarılmasını planlamıştır (İktisadi Yürüyüş). 1945’te ise, Vakıflar İdaresi bütçesinde milli anıtlar ve cami restorasyonları için 500.000 TL ayrılmıştır (TBMM Zabıt).

Bireysel katkılar da dikkat çekicidir. Atatürk, Eskişehir Mihalıççık Camii’nin restorasyonu için 5000 lira bağışlamış (Yurdakul); İsmet İnönü, 1931’de Konya’daki Alaaddin Camii’nin askeri kullanımından çıkarılıp restore edilmesi için talimat vermiştir (Sinan Meydan). 1937’de, Osmanlı döneminde satışa çıkarılmak istenen Beyoğlu Ağa Camii, CHP tarafından restore edilerek ibadete açılmıştır (Atilla Oral).

Aşağıdaki tablo, dönemin önemli restorasyon faaliyetlerini özetlemektedir:

Yıl

Restorasyon Sayısı

Önemli Örnekler

Bütçe (TL)

1923

126 cami ve mescit

-

Belirtilmemiş

1924-35

Yüzlerce cami

Mihalıççık Camii

31’i >1000

1935

Çeşitli camiler

-

1.000.000

1937

4000+ tarihi eser

Muradiye Camii

Belirtilmemiş

1941

40 cami

-

>5000/cami

1945

Çeşitli camiler

Gazi Osman Paşa Türbesi

500.000

Yeni Cami İnşaatları

Seküler politikalar nedeniyle, Tek Parti döneminde yeni cami inşaatları restorasyonlara kıyasla daha az ön plandaydı. Ancak, bazı örnekler mevcuttur. İsmet İnönü’nün Ankara Bükreş Sokak’ta bir cami için 2500 TL bağışladığı ve Kocatepe Camii’nin inşasına CHP’nin katkıda bulunduğu bilinmektedir (Şerafettin Turan). Mevhibe İnönü’nün 1960’larda Çankaya Yeşilyurt Sokağı’nda bir cami inşasına destek verdiği de kaydedilmiştir. Bu örnekler, yeni cami inşaatlarının tamamen durmadığını, ancak sınırlı ve bireysel inisiyatiflere bağlı olduğunu gösterir.

Dönemin politik atmosferi, yeni cami inşaatlarını teşvik etmekten ziyade, mevcut camilerin kültürel miras olarak korunmasına odaklanmıştır. Bu nedenle, yeni inşaatlar yerine restorasyon projeleri daha fazla kaynak ve dikkat çekmiştir.

Tartışmalar ve Yanılgılar

Tek Parti döneminde camilerin kapatıldığı, satıldığı veya başka amaçlarla kullanıldığı iddiaları, tarihsel bir tartışma konusudur. Bazı kaynaklar, camilerin ahır, depo veya meyhane olarak kullanıldığını öne sürse de, bu iddialar genellikle abartılı veya istisnai durumlara dayanmaktadır (Sozcu). Araştırmalar, 1926-1950 arasında 28.705 camiden sadece 513’ünün satıldığını göstermektedir (Gotthard Jaeschke). Satılan camiler, genellikle harap, tarihi değeri olmayan veya 1928, 1932 ve 1935 yasalarına göre ihtiyaç fazlası görülen (örneğin, başka bir camiye 500 metre mesafede olan) camilerdi. Bu camilerin birçoğu, depo veya başka amaçlarla kullanılmış; ancak ibadete açık camilerin sayısı korunmuştur.

Öte yandan, restorasyonlar, camilerin ibadet yerinden çok Türk kültürel mirası olarak değerlendirildiğini göstermektedir. 1935-1940 arasında birçok tarihi cami restore edilmiş, ancak bu çalışmalar ibadet ihtiyacından ziyade kültürel koruma amacıyla yapılmıştır (Dunya Bulteni). Bu durum, dönemin seküler politikalarının bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

Sonuç

Tek Parti döneminde cami imar faaliyetleri, tarihi camilerin restorasyonuna odaklanmış; yeni cami inşaatları ise seküler politikalar nedeniyle sınırlı kalmıştır. 1923’ten itibaren başlayan restorasyon çalışmaları, 1935-1940 arasında yoğunlaşmış; Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün çabaları ve bireysel katkılarla yüzlerce cami onarılmıştır. Tartışmalar, camilerin satıldığı veya kapatıldığı iddialarını içerse de, veriler bu durumun sınırlı olduğunu ve restorasyonların ön planda tutulduğunu göstermektedir. Bu dönem, camilerin dini ve kültürel değerinin dengelenmeye çalışıldığı bir süreç olarak değerlendirilebilir.

Kaynakça

  1. Sozcu, “Cami yalancıları,” Sozcu.

  2. Atatürk’ün Bütün Eserleri, C. 15, s. 175.

  3. Yurdakul Yurdakul, Atatürk’ten Hiç Yayımlanmamış Anılar, s. 156.

  4. Şerafettin Turan, İsmet İnönü, 2. bas., s. 182.

  5. Atilla Oral, İşgalden Kurtuluşa İstanbul, s. 536.

  6. Gotthard Jaeschke, Yeni Türkiye’de İslamcılık, s. 65, 66.

  7. Sinan Meydan, Elcevap, s. 258-261.

  8. TBMM Zabıt Ceridesi, S.2, C.20, 24.12.1945, s. 315-317.

  9. İktisadi Yürüyüş Dergisi, S. 32, 1 Nisan 1941.

  10. Vakıflar Genel Müdürlüğü, Genel Bilgi, Vakıflar Genel Müdürlüğü.