1939-1942 YILLARI ARASINDA 10 KASIMIN GAZETE KÜPÜRLERİNE YANSIMASI

Bu anlamlı günün hüznünü milletçe derinden yaşamaktayız. Bu yazımızda, tarihin talihsiz bir günü olan 10 Kasım’ın geçmiş yıllarda nasıl anıldığını, yüce önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün uğrunda canını dahi feda etmekten çekinmediği Türk milletine ne denli değer verdiğini, milletimizin de onun mirasına ne ölçüde sahip çıktığını ve izinden ne kadar ilerlediğini inceleyeceğiz. Günün taşıdığı derin üzüntü ve keder sebebiyle, Atatürk’e gönülden bağlı Türk milleti, ülke genelinde pek çok eğlence etkinliğini iptal etmiştir. Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk, her ne kadar 10 Kasım 1938 tarihinde bedenen aramızdan ayrılmış olsa da, onun mirası, fikirleri ve devrimleri ebediyen yaşamaya devam edecektir.

1939-1942 YILLARI ARASINDA 10 KASIMIN GAZETE KÜPÜRLERİNE YANSIMASI
1939-1942 YILLARI ARASINDA 10 KASIMIN GAZETE KÜPÜRLERİNE YANSIMASI
1939-1942 YILLARI ARASINDA 10 KASIMIN GAZETE KÜPÜRLERİNE YANSIMASI
1939-1942 YILLARI ARASINDA 10 KASIMIN GAZETE KÜPÜRLERİNE YANSIMASI
1939-1942 YILLARI ARASINDA 10 KASIMIN GAZETE KÜPÜRLERİNE YANSIMASI
1939-1942 YILLARI ARASINDA 10 KASIMIN GAZETE KÜPÜRLERİNE YANSIMASI

OKUYUCUYA MESAJ

Bu anlamlı günün hüznünü milletçe derinden yaşamaktayız. Bu yazımızda,
tarihin talihsiz bir günü olan 10 Kasım’ın geçmiş yıllarda nasıl anıldığını, yüce
önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün uğrunda canını dahi feda etmekten
çekinmediği Türk milletine ne denli değer verdiğini, milletimizin de onun
mirasına ne ölçüde sahip çıktığını ve izinden ne kadar ilerlediğini inceleyeceğiz.
Günün taşıdığı derin üzüntü ve keder sebebiyle, Atatürk’e gönülden bağlı Türk
milleti, ülke genelinde pek çok eğlence etkinliğini iptal etmiştir. Büyük Önder
Mustafa Kemal Atatürk, her ne kadar 10 Kasım 1938 tarihinde bedenen
aramızdan ayrılmış olsada, onun mirası, fikirleri ve devrimleri ebediyen
yaşamaya devam edecektir.

MESSAGE TO THE READER

We are deeply experiencing the sadness of this meaningful day as a nation. In this
article, we will examine how November 10, an unfortunate day in history, was
commemorated in the past years, how much our supreme leader Gazi Mustafa
Kemal Atatürk valued the Turkish nation, for which he did not hesitate to sacrifice
his life, to what extent our nation protected his legacy and how far it progressed
in his footsteps. Due to the deep sadness and grief of the day, the Turkish nation,
which is deeply devoted to Atatürk, canceled many entertainment events
throughout the country. Although the Great Leader Mustafa Kemal Atatürk
passed away physically on November 10, 1938, his legacy, ideas and revolutions
will continue to live forever.

Teşekkür Mesajı

Atatürk’ün vefatı ve 10 Kasım üzerine yaptığı akademik araştırmalarla bu alana değerli katkılar sunan, ayrıca döneme ait gazeteleri incelemem konusunda bana ilham kaynağı olan Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü öğrencisi sevgili dostum Barış Dinçer’e bir teşekkürü borç bilirim. 

10 KASIM 1939 TARİHLİ İLK ANMA TÖRENLERİ

Cumhuriyet Gazetesi’nde yer alan haberlerde belirtildiği üzere, 10 Kasım 1939 tarihinde yurdun dört bir yanında ilk büyük Atatürk anma törenleri düzenlenmiştir. Başta Ankara, İstanbul, İzmir ve Antalya olmak üzere pek çok önemli şehirde halkın yoğun katılımıyla anma programları gerçekleştirilmiştir. O günün gazetelerinde, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasına adanmış pek çok duygusal yazı ve makale yayımlanmıştır. Dönemin önde gelen edebî şahsiyetlerinden Peyami Safa başta olmak üzere birçok yazarve düşünür, duydukları derin üzüntüyü kaleme almıştır.

Büyük Matemimiz” başlığı ile altta yeralan; BÜYÜK ÖLÜYE başlıklı
”Ebediyyetler eğer varsa, eğer gerçekse;
Ölmek, edvârı eğer atlayarak geçmekse;
Eğer efsânelerin, gölgelerin var da eli,
Tutabilmişse asırlar denen ak saçlı seli;
Günlerin varsa eğer akmayarak durduğuyer; Fikre heykel dikecek mermeribulduksa eğer; Rūhu sarmış da eğer,
fırtına olmuşsa vatan; Sözü bayrak bilerekvarsa ölürken de tutan; Hele, bir nûrakavuşsak diye kalkıp meselâ, Eğer
ardından, önünden koşuyorsak hâlâ; O
zamân işte ben inkâr ederek öldüğünü,
Atarım bir yana hürmetle șu mâtemligünü.”

Şiiri yazmaktadır. Cumhuriyet Gazetesi’nin bu sayısı, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık ve Cumhuriyet değerlerine olan bağlılığını da güçlü biçimde ortaya koymuştur. Gazetede yer alan ifadeler, dönemin derin yas atmosferini ve milletin önderine duyduğu sınırsızminneti gözler önüne sermektedir. Bu kapsamda, edebi metinler ve duygusal başyazılar aracılığıyla Atatürk’ün fikirlerinin toplum üzerindeki kalıcı etkisi vurgulanmıştır. Akşam Gazetesi’nin 10 Kasım 1939 tarihli sayısında, “Eşsiz Kahraman Atatürk, Vatan Sana Minnettardır” başlığı öne çıkmakta ve günün anlam ile önemini vurgulamaktadır. Dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, 10 Kasım 1939 tarihli anma programları kapsamında Akşam Gazetesi’ne verdiği beyannamede şu ifadeleri kullanmıştır: “Atatürk,tarihte uğradığımız en zalim ve haksız ithamlar karşısında meydana atılmış; Türk milletinin masum ve haklı olduğunu iddia ve ilan etmiştir. İlk başta yeterince kavranmamış olan gür sesi, yıpranmaz bir kuvvetle nihayet bütün dünyanın vicdanına nüfuz etmiştir. En büyük zaferleri kazandıktan sonra da Atatürk, ömrünü yalnızca Türk milletinin haklarını, insanlığa yönelik ebedî hizmetlerini ve tarihte hak ettiği meziyetleri ispat etmeye adamıştır. Milletimizin büyüklüğüne,kudretine, faziletine, medeniyet kabiliyetine veinsanlık görevlerine olan inancı sarsılmazdı. ‘Ne mutlu Türküm diyene’ dediği zaman, kendi engin ruhunun hiç sönmeyen aşkını ne manalı bir şekilde özetlemişti. Bozuk zihniyet ve idare anlayışıyla geri bırakılmış Türk toplumunu, en kısa yoldan insanlığın en ileri ve en temiz fikirleriyle donanmışmodern bir devlet hâline getirmek onun başlıca kaygusu olmuştur. Bugün Anayasamızda, devlet yönetiminde, eğitim çevrelerinde ve geniş halk kitlelerinin vicdanlarında yerleşmiş bulunan laik, milliyetçi, halkçı, inkılapçı, devletçi ve cumhuriyetçi anlayış, bize bütün nitelikleriyle Atatürk’ün en kıymetli emanetidir. Ulu Önder Atatürk’ün aziz adı ve hatırası, milletimizin en derin ve içten duygularıyla korunmaktadır. Yurdumuzun her köşesinde ve milletçe kendisine gösterdiğimiz samimi bağlılık, devletimiz ve milletimiz adına kudret ve vefanın en güzelörneğidir. Türk milletinin Atatürk’e duyduğu sevgi ve saygı, onun gibi bir evlat yetiştirebilen bir millet olduğumuzu bütün dünyaya göstermiştir. Atatürk’e karşı saygı görevimizi yerine getirdiğimiz bu anlamlı günde, halkımıza kalbimin derinliklerinden gelen şükran duygularımı ifade etmeyi bir borç bildim. Eşsiz kahraman Atatürk! Vatan sana minnettardır. Bütün ömrünü milletine ve bağımsızlığa adadın. Türk milleti olarak huzurunda saygıyla eğiliyoruz. Hayatın bizlere ruhundaki ateşten canlılık ve kararlılık verdi. Emin olunuz ki, aziz hatıranız sonsuza dek ruhlarımızda yaşayacak; her zaman canlı, uyanık ve yol gösterici olacaktır.” Bu sözler, bir devlet başkanının resmî ifadesinin ötesinde, milletin kalbinden yükselen ortak bir duygunun yansımasıdır. İnönü’nün her cümlesinde, Atatürk’e duyulan derin minnettarlık, kaybın sarsıcı hüznüyle iç içe geçmiştir. “Eşsiz kahraman Atatürk! Vatan sana minnettardır.” ifadesi, bir milletin varlığını borçlu olduğu lidere sonsuz bir vefa borcunun dile gelişidir. Bu beyannamede hissedilen içtenlik, Türk milletinin Atatürk’e olan bağlılığının, bir yas gününün ötesinde, kalplerde ebediyen süreceğinin en açık göstergesi olarak anlaşılmalıdır.

Gazete küpüründe dikkat çeken bir diğer başlık ise, “İstanbul Büyük Matem İçinde” başlıklı haberdir. Söz konusu haberde, özellikle Büyük Atatürk’ün hayata gözlerini yumduğu saat 09.05 başta olmak üzere günün farklı saatlerinde İstanbul’da yoğun bir üzüntü yaşandığı belirtilmektedir. Halk, düzenlenen anma törenlerine katılarak duygularını ifade etmiş ve derin kederini dile getirmiştir. Haberde ayrıca, halkın günün anlam ve önemini yansıtmak amacıyla siyah elbiseler giydiği özellikle vurgulanmaktadır.Gazete sayısının ileriki sayfalarında, Büyük Atatürk’ün vefatı nedeniyle İngiltere, Fransa, Sovyetler Birliği, Yugoslavya, Bulgaristan, Yunanistan, Almanya ve Romanya gibi birçok ülkede derin bir üzüntü duyulduğu belirtilmektedir.

10 KASIM 1940 GAZETE KÜPÜRLERİ

Halkın Sesi Gazetesi’nin 9 Kasım 1940 tarihli sayısında belirtildiği üzere, halkevlerinde bayrakların yarıya indirileceği ve tüm eğlence etkinliklerinin iptal edileceği ifade edilmiştir. 10 Kasım 1940 tarihinde yayımlanan Cumhuriyet Gazetesi’nin sayısında, “Büyük Matem Günümüz” başlığı dikkat çekmektedir. Gazetenin devam eden sayfalarında yer alan haberlere göre, sinema salonları ve konferans merkezlerinde anma törenleri düzenlenmiş, bu törenlerde Ebedî Şef’in nutukları, fotoğrafları ve aziz hatıraları saygı ve hüzünle anılmıştır. Aynı gazetenin devam eden sayfalarında, Ebedî Şef Mustafa Kemal Atatürk’ün aziz hatırasını yaşatan birçok fotoğraf yayımlanmıştır. Bu fotoğraflar arasında, Atatürk’ün hayatından kesitler, milletle iç içe olduğu anlar ve talihsiz vefatının ardından gerçekleşen cenaze töreninden kareler yer almaktadır. Gazete, bu görseller aracılığıyla yalnızca bir yasın değil, aynı zamanda Türk milletinin önderine duyduğu derin sevgi, minnet ve bağlılığın da bir ifadesini sunmuştur. Böylelikle Cumhuriyet Gazetesi, dönemin duygusal atmosferini yansıtarak, Atatürk’ün fikirlerinin ve mirasının milletin kalbinde yaşamaya devam ettiğini güçlü biçimde vurgulamıştır. Ulus Gazetesi’nin 10 Kasım 1940 tarihli sayısının kapağında, Atatürk’ün aziz hatırasını yaşatan bir anma fotoğrafı yer almaktadır. Bu görsel, döneminulusal yas atmosferini ve milletin önderineduyduğu derin saygıyı güçlü biçimde yansıtmaktadır. Ulus Gazetesinin 10 Kasım 1940 tarihli sayısında, ebedî şef Atatürk’e yönelik duygusal yazılara yer verilmiştir. Bu yazılardan biri de Türk edebiyatının önemli isimlerinden Falih Rıfkı Atay tarafından kaleme alınmıştır. Atay yazısında şu ifadelere yer vermiştir: “Derlerdi ki Atatürk öldüğü zaman, bütün eserinin parça parça yıkıldığını göreceksiniz. Yahut, Türkiye, ümitsiz bir zor ve nifak devri içine girecektir. Atatürk, boş ve nihayetsiz çölde bir yeşil ırmaklar ve mavi sular serabı gibi sönecektir. Rahat uyu Mustafa Kemal,eserini ve bu halkı anlamayanların seni sevdiğine inanmamakta ne kadar haklı imişsin. Bu ölüm gününde yalnız sana, bir daha görmeyeceğimiz gözlerine, bir daha işitmeyeceğimiz sesine, bir daha öpemeyeceğimiz eline, senin yalnız fâniliğine ağlıyoruz. Millî dava, şevk, kudret ve îman içindedir. Yaşadığın ve öldüğün bu toprak, bir değil, birkaç vatan aşkı ile bağlıyız. İkinci ölüm yılında bir daha andık seni. Şeref ve hürriyet sana çağını düşürmiycektir. Bir tek sağ Türk, istiklâlin devamı demektir.” Falih Rıfkı Atay’ın bu sözleri, Türk milletinin Atatürk’e duyduğu sarsılmaz inancı da yansıtmaktadır. Bu ifadeler, ulusun yas tutarken bile kararlılığını kaybetmediğini, aksine onun mirasını yaşatma iradesini dahada pekiştirdiğini göstermektedir. 1940 yılındaki bu anma, Atatürk’ün ilke ve devrimlerine olan bağlılığın tazelendiği bir dönüm noktası olmuştur. Ulus Gazetesi’nin bu sayısı, hem bir milletin önderine duyduğu vefayı hem de Cumhuriyet’in temellerineolan sadakatini belgeleyen tarihi bir vesika niteliğindedir. Bugün dahi bu satırlar, Atatürk’ün fikirlerinin ve ruhunun milletin her köşesinde yaşamaya devam ettiğinin güçlü bir kanıtıdır.

Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır; fakat Türkiye
Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.

                                             EBEDİ ŞEF MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

10 Kasım 1941 TARİHLİ ANMA TÖRENLERİ

Cumhuriyet Gazetesi’nin 10 Kasım 1941 tarihli sayısında, Atatürk’ün fotoğrafının alt kısmında ve köşelerinde yer alan ağlayan kadın figürleri dikkat çekmektedir. Bu görsel detaylar, kadın-erkek fark etmeksizin tüm yurtta büyük bir matemhavası hâkim olduğunu göstermektedir. Ayrıca, söz konusu görseller dönemin toplumsal duyarlılığını ve Cumhuriyet’in kadın-erkek eşitliği anlayışı doğrultusunda gelişen toplumsal yapısını da yansıtmaktadır. Bu yönüyle gazete sayfası, yalnızca bir anma niteliği taşımamakta; aynı zamanda erken Cumhuriyet döneminin toplumsal dönüşümünü ve halkın ortak duygudaşlığınıda simgelemektedir. Gazete kapağının sol kısmında yer alan “Hayır, Atatürk ölmemiştir; o, Türk milletinin içinde yaşıyor.” ifadesi, dönemin toplumunun Atatürk’e duyduğu derin sevgi ve bağlılığı açık biçimde ortaya koymaktadır. Bu cümle, halkın Atatürk’ü yalnızca bir lider olarak değil, milli varlığın ayrılmaz bir parçası olarak gördüğünü göstermektedir.Aynı zamanda, söz konusu ifade Türk milletinin Atatürk’ün ideallerine ve mirasına duyduğu inancın, ölümün ötesine geçtiğini de güçlü bir biçimde yansıtmaktadır. Gazetede, Atatürk’ün Dolmabahçe Sarayı’nda Türk bayrağına sarılı tabutunun yer aldığı bir fotoğraf yayımlanmıştır. Söz konusu fotoğraf, ulusun derin yasını ve Atatürk’e duyulan sonsuz saygıyı simgesel biçimde yansıtmaktadır. Bu görsel, aynızamanda Türk milletinin önderine duyduğu minnettarlığın ve ulusal birliğin görsel birifadesini de temsil etmektedir. Akşam Gazetesi’nin 10 Kasım 1941 tarihli sayısında, İstanbul’da derin bir yas havasının hâkim olduğu belirtilmektedir. Haberde, esnafın dükkân ve mağazalarına siyah tüllere sarılmış Atatürk fotoğrafları astığı ifade edilmektedir. Haberlerin devamında ise, öğrencilerin Atatürk’ün vefat ettiği saat olan 09.05’te heykeli önünde saygı duruşunda bulundukları, öğretmenlerin ise dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından yayımlanan beyannamenin metnini okudukları aktarılmaktadır.Bu bilgiler, dönemin toplumunun ulusal yas bilincinive Atatürk’e duyduğu derin saygıyı bir kez daha gözlerönüne sermektedir. Atatürk’ün yakınlarının hatıralarında, son sözünün “Aleykümselam” olduğu yönünde anlatımlar yeralmakta ve bu ifade günümüzdeyaygın bir bilgi olarak kabul edilmektedir. Ancak Akşam Gazetesi’nin 10 Kasım 1941 tarihli sayısında yer alan habere göre, Atatürk’ün son sözünün “Saat kaç?” olduğu belirtilmektedir. Ulus Gazetesi’nin haberine göre, 10 Kasım 1941 tarihindeyurt genelinde anma törenleri düzenlenecektir. Haberde,bu törenlerin halkevlerinde veya halkodalarında yapılmasının kararlaştırıldığı, halkevi bulunmayan yerlerde CHP teşkilat binalarının kullanılacağı, teşkilat binası da yoksa uygun bir binada törenlerin gerçekleştirileceği belirtilmiştir. Ayrıca, törenlerin bölgenin en yetkili mülki amiri tarafından idare edileceği ifade edilmiştir. Bu düzenlemeler, dönemin devlet ve toplum yapısında 10 Kasım anmalarına verilen resmî önemin ve ulusal birlik anlayışının açık bir göstergesi niteliğindedir. 

10 KASIM 1942 TARİHLİ ANMA TÖRENLERİ

Akşam Gazetesi’nin 10 Kasım 1942 tarihli haberine göre, resmi kurumlarda sabah saat 09.05’te anma törenleri düzenlenmiştir. Bu törenler, ilgili kurumların amirleri tarafından yönetilmiş, törende görevli memurlar ise Atatürk’ün vefatını ve millet üzerindeki derin etkisini anlatmışlardır. Söz konusu törenler, Atatürk’ün fikirlerinin ve mirasının devlet kurumları aracılığıyla yaşatılmaya devam ettiğini göstermesi bakımından da büyük anlam taşımaktadır. Haberde yer alan bilgilere göre,törenlerde Atatürk için beş dakikalık saygı duruşunda bulunulduğu belirtilmektedir. Günümüzde saygı duruşlarının genellikle bir ila iki dakika arasında sürmesiyle karşılaştırıldığında, o dönemde gerçekleştirilen beş dakikalık saygı duruşları dikkat çekici birayrıntı olarak öne çıkmaktadır. Söz konusu gazetenin kapağında yer alan dikkat çekici haber başlığında şu ifadeler yer almaktadır: “Atatürk öldü, fakat ruhu yaşıyor.” “Amerikan siyasî ricali böyle diyor: Atatürk’ten ve Türkiye’den hayranlıkla bahsediyor.” Bu başlık, uluslararası kamuoyunun da Atatürk’e duyduğu derin saygı ve hayranlığı ortaya koymaktadır. Haberde yer alan ifadeler, Atatürk’ün fikirlerinin ve liderliğinin sınırları aşan bir etki yarattığını, onun vefatının ardından bile dünya siyasetinde bir ilham kaynağı olarak anıldığını göstermektedir. Bu yönüyle gazete, dönemin küresel bakış açısını yansıtarak Atatürk’ün evrensel değerini vurgulamaktadır. Tan Gazetesi’nin 10 Kasım 1942 tarihli sayısının kapak fotoğrafında yer alan Atatürk görseli, dönemin diğer gazete kapaklarından farklı olarak daha renkli ve askeri bir portre şeklinde yayımlanmıştır. Dönemin gazeteleri, Ebedi Şef’e duydukları kederi siyah-beyaz fotoğraflarla ifade ederken, Tan Gazetesi’nin Türk bayrağını renkli olarak kullanması dikkat çekici bir özellik arzetmektedir. Gazete kapağında yer alan yazılarda törenlerden ayrıntılı olarak bahsedilmemiş, dahaçok duygusal içerikli metinlere yer verilmiştir. Bu metinlerden biri, Türk edebiyatında önemli bir yeri olan Refik Halid Karay tarafından kaleme alınmıştır. Karay, söz konusu metninde kısaca şu ifadelere yer vermiştir: ”Atatürk'ün dördüncü ölümyılını büyük bir cihan harbinin ortasında anıyoruz. Onun harple olan alâkası, 1914 harbinin bıraktığı harabelerin üstünde doğmasıdır. Her büyük çaptaki adamı, içinde bulunduğu dahilî ve haricî şartlar, tekâmülün inkişaf ve seyrinde çarpışan zıddiyetler doğurur. Her büyük adam gibi, her inkılâp da bu ziktak tekâmülün ve sıçramaların eseridir. Atatürk ve inkılâbı 1914 harbi tezatlarının mahsulüdür. O zaman da dünya bugünkü gibi cihan taksiminden az hisse alanlarla, çok hisse alanlar arasındaki bir çarpışma idi. O zaman da orta Asya, Afrika, Osmanlı İmparatorluğu daha nice nice sınaî rekabet sahasında geri kalmış ülkeler, kavganın mevzuu idi. O zaman da, milletlere medeniyet, hürriyet ve istiklâl getirmek için harbediyorlardı.” Tan Gazetesi’nde yayımlanan fotoğrafta, 10 Kasım 1942 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nı ziyaret eden gençlerin kederli anları yansıtılmaktadır. Fotoğrafın kompozisyonunda gençlerin duruşları, bakış yönleri ve mekânla olan ilişkileri, duygusal bir yoğunluğu okuyucuya doğrudan aktaracak biçimde düzenlenmiştir.Böylece Tan Gazetesi, görselaracılığıyla okuyucularına, aynı zamanda toplumsal bir hafıza ve duygusal bir etkileşim zemini de oluşturmuştur.

BU ARAŞTIRMADA KULLANILAN GAZETELER

− Cumhuriyet Gazetesi. (1939, 10 Kasım).[https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/GAZETE/gazete.php?gazete=cumhuriyet].

− Cumhuriyet Gazetesi. (1940, 10 Kasım). [https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/GAZETE/gazete.php?gazete=cumhuriyet]

− Akşam Gazetesi. (1939, 10 Kasım).[https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/GAZETE/gazete.php?gazete=aksam].

− Ulus Gazetesi. (1940, 10 Kasım).[https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/GAZETE/gazete.php?gazete=ulus].

− Tan Gazetesi. (1942, 10 Kasım).[https://nek.istanbul.edu.tr/ekos/GAZETE/gazete.php?gazete=tan]

NOT

Bu araştırmada yazım kuralları açısından ChatGPT yapay zekâ desteği kullanılmıştır.Araştırmanın diğer tüm aşamaları ise yazar tarafından yürütülmüştür.

Tekrardan ebedi şefimiz tek ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürkü rahmet ve minnetle anıyoruz.

Dosyalar